Hasat zamanının gelmesiyle birlikte Dêrazor halkı kadınlı erkekli ellerinde oraklarıyla hasat toplamaya gidiyor. Bu imece usulü yapılan iş, bölge halkının hala canlı tuttuğu geleneksel bir çalışma şeklidir.
Yurttaşlar ortaklaşa yaptıkları bu çalışmayı “Li hewarê çûn (imdadına yetişti” ya da Arapça “Fezaa” olarak adlandırıyor. Bu çalışmada yurttaşlar grup-grup toplanarak, oraklar ile birbirlerine ekin biçmede yardım ediyorlar. Korudukları bu geleneksel uygulamalarla Dêrazor halkı, toplumsal dayanışmayı ve aralarındaki sevgi bağını güçlendiriyor ve bu vesileyle üzerlerindeki yükü de hafifletmiş oluyorlar.
Aynı zamanda bütün çiftçiler çocukları ile birlikte ailece bu çalışmayı katılıyor. Ekin biçme zamanının sonlarına doğru imece usulü diğer çiftçilerin katılımıyla birlikte bu sayı gittikçe artıyor.
“Qomar” adı verilen küçük tepecikler halinde toplanan ekinler, artık yeni bir aşamaya geçmiş oluyor. Daha sonra, küçük kümeler halinde bulunan bu ekinler büyük tepecikler haline gelecek şekilde bir araya getirilerek patostan geçiriliyor. Böylelikle patostan geçirilen bu ürünler arpa ve saman olarak birbirinden ayrılmış oluyor.
Ajansımız Dêrazor çiftçilerinin çalışmalarını takip ettikten sonra, birçok çiftçi ile görüşmeler gerçekleştirdi. Çiftçiler, bu sene yağmurun geçen senelere oranla daha çok yağdığını, bu nedenle geçen seneye göre hasat mevsiminin daha verimli geçtiğini ifade etti.
Doğu Dêrazorlu Ehmed El Mihemed adlı çiftçi, “Her sene gruplar oluşturarak, oraklarımız ile ekin biçmeye gidiyoruz. Her iki gün grubumuzda bulunan bir üyenin tarlasında çalışıyoruz. Günde ortalama 20 ila 30 dönüm arası ekin biçiyoruz” dedi.
El Mihemed, “Grup şeklinde dayanışma içerisinde yürüttüğümüz bu geleneksel çalışma ile hem toplumsal dayanışmayı arttırıyoruz hem de büyük ovalar halindeki ekinleri daha çabuk çok zorlanmadan zamanında biçmiş oluyoruz. Buda bizim herkesi herkese yardım etmeye mecbur kılan geleneksel bir kültürümüzdür” şeklinde konuştu.
MÎCARÎH
Yöre kadınlarının da çalışmaya katıldığına dikkat çeken Ebîr El Salih, “Eş ve çocuklarımız ile birlikte bu çalışmaya katılıyoruz ve uzun saatler boyunca çalıştığımız halde hiçbir şekilde vaktin nasıl geçtiğini hissetmiyor ve yorulduğumuzun farkına bile varmıyoruz. Çünkü biz vaktimizi konuşarak ve Fırat bölgesine ait “Mîcarîh” dediğimiz geleneksel şarkıları söyleyerek geçiriyoruz” ifadelerine yer verdi.
Yine Yazî El Ehmed adlı çiftçi, “Ekin biçme mevsiminden önce bizler ekin biçme araç ve gereçlerimizi bileyip keskinleştirerek hazır hale getiriyoruz” dedi.
Sabahın erken saatlerinden geç saatlere kadar çalıştıkları için, sabah ve öğlen yemeklerini kendileriyle götürdüklerini söyleyen Yazî El Ehmed, “Bu çalışmada en dikkat çekici olan nokta ise, her aile bir yada iki çocuğunu bu yardımlaşmaya katılması için göndermektedir” diye kaydetti.
Çoğu zaman çiftçiler elde ettikleri arpa ve buğday gibi ürünlerden dayanışmaya gelen kişilere dağıtıyorlar. Çünkü bu yardıma gelenlerle ‘hasadı paylaşmak’ adıyla teşekkür etmek anlamına gelmektedir.
ANHA