Hiso: Türk devleti Suriye için en uygun modele karşı savaşıyor

Ekrem Hiso, özellikle BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı karar yerine 2268 sayılı kararını esas almasından sonra bölgedeki gelişmelerin ve etkilerinin Özerk Yönetim projesinin meşru görülmesini sağlayacağına dikkat çekti.

Son zamanda bölgede ve uluslararası alanda ciddi şekilde arttan siyasi ve diplomatik bir hareketlilik vardı. Özellikle Suriye’deki karşıt güçler arasında (Türkiye, İran, ABD ve Rusya) gelişmeler vardı. Öte yandan hegemon güçler arasında Ukrayna’da bir savaş yaşanıyor. Rusya ve Çin ortak askeri tatbikat yapıyor. Öte yandan Türkiye ile İran ve Azerbaycan ile Ermenistan arasında gerginlik yaşanıyor.

Ayrıca Rusya'ya uygulanan ambargo, F-16 ve F-35 uçaklarına ilişkin anlaşma ve Finlandiya-İsveç'in NATO'ya katılmasından sonra Türk devleti-ABD ilişkileri bir çıkmaza girdi.

Gözlemciler, Türk Dışişleri Bakanı'nın Washington'a yaptığı son ziyareti “Başarısız bir ziyaret” olarak değerlendirdi.

Rusya, Türk devleti ve Suriye'nin savunma ve istihbarat bakanlarının katıldığı ve Şam hükümetinin ana müttefiki olan İran’ın katılmadığı son toplantıları sonucunda, Türk devleti ve Şam hükümetinin anlaşması kararı alındı. Ancak o toplantılar engellendi ve Suriye, Türk devleti, Rusya ile İran’ın katılımyla yeni bir toplantının yapılması kararı alındı.

TÜRK DEVLETİ SURİYE’NİN GELECEĞİ İÇİN EN UYGUN MODELE KARŞI MÜCADELE EDİYOR

Son gelişmeler Özerk Yönetim bölgelerini doğrudan etkiledi, başta Türk devleti olmak üzere her güç Özerk Yönetim’e özel çıkarlarını dayatmak istiyor.

Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Yürütme Kurulu Üyesi ve Cizre Bölgesi Yürütme Konseyi eski Başkanı Ekrem Hiso konuya ilişkin ANHA’ya konuştu.

Hiso, işgalci Türk devletinin artık (Suriye’de merkezi sistemi yeniden kurmaya çalışan Tahran, Şam Moskova ve Bağdat) yerine hareket ettiğini ve Suriye’nin geleceği için en uygun model olan Özerk Yönetim ile mücadele ettiğine dikkat çekti.

Türk devletinin, Arap Baharı devrimlerinden, Rusya-Ukrayna savaşında arabuluculuğa ve Avrupa’ya yönelik mülteci dosyası üzerindeki tehditlere kadar pek çok dosyada rolü olduğuna dikkat çeken Hiso, “NATO’ya bağlılığı olmayan bir üyedir, Rusya’dan füze sistemi satın alarak, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyeliğini bloke ederek NATO’nun güvenliğini tehlikeye atıyor. Bu, Türk devleti'nin konumunu sömürücü ve NATO'nun özünden uzak gören dünya güçlerinin çıkarlarına aykırıdır. Dolayısıyla Ankara artık ağır bir yük haline geldi ve savaşan taraflar ile müttefiklerinin jeopolitik ve ekonomisini etkiliyor” dedi.

SAVAŞ VE JEOPOLİTİK FAKTÖRLER UKRAYNA SAVAŞINDAN SONRA ÇOK DEĞİŞTİ

Hiso, Türk Dışişleri Bakanı’nın son Washington ziyaretinin siyasi başarısızlığı, Ukrayna savaşından sonra değişen jeopolitik koşullardan sonra birçok faktörün değiştiğini, Ankara ve bölgedeki müttefiklerinin coğrafya üzerinde çatışan çıkarlarının daha fazla Kuzey ve Doğu Suriye’yi etkileyeceğini belirtti.

SON GELİŞMELER ÖZERK YÖNETİM PROJESİNİ ANAYASAL MEŞRUİYETE YAKINLAŞTIRIYOR

Bölgedeki son gelişmelerin ve sonuçlarının Özerk Yönetim projesini anayasal meşruiyete yakınlaştıracağında işaret eden Hiso, özellikle BM Güvenlik Konseyi’nin son toplantısında 2254 sayılı karar yerine 2268 sayılı kararının tartışılmasının buna işaret ettiğine dikkat çekti.

2268 sayılı karar, 26 Şubat 2016’da BM Güvenlik Konseyi tarafından onaylandı. Meclis, savaşın durdurulması ve insani yardım çalışmalarının Suriye’ye geçmesi çağrısında bulundu.

Astana güçleri ve Şam hükümetinin Özerk Yönetim projesini kendileri için tehlikeli olarak gördüklerini, buna karşı Kuzey ve Doğu Suriye topraklarının uluslararası güçler için bölgenin ana unsuru olduğunu belirten Hiso, “Son dönemde Astana yerine dört devlet (Moskova, Tahran, Şam) ve Ankara) Özerk Yönetim'in çözüm önerilerini kabul etmiyor” diye konuştu.

Hiso şöyle devam etti: “Özerk Yönetim’in iyi yönde kullanabileceği birçok güçlü fırsatı var ve şimdi onları açıklamıyorum.”

Özerk Yönetim’in kurulduğu günden bu yana son gelişmeler karşısında tutumunun net olduğunu ifade eden Hiso, “Özerk Yönetim tüm Suriyeliler için Suriye’yi inşa etmeli, iyi komşu olmalı, komşu devletlerin içişlerine karışmamalı ve tüm taraflarla diyaloğa kapı aralamalıdır” değerlendirmesinde bulundu.

(df)

ANHA


Diğer Haberler