Özerk Yönetim, Suriye'deki çatışmanın çözümü için 18 Nisan'da bir deklarasyon yayımladı.
Deklarasyon, birçok Suriye ve Arap gücü, partisi ve şahsiyeti tarafından olumlu karşılanmış, ancak işgalci Türk devletinin bazı araç ve ajanları Özerk Yönetim'e saldırarak, deklarasyona ilişkin suçlama ve kara propaganda yaymaya çalıştı.
‘BELİRLİ GÜÇLER SURİYELİLERLE DİYALOĞU ENGELLİYOR’
Suriye muhalefetinden Çağdaş ve Demokratik Parti lideri Firas Qesas konu hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Firas Qesas, "Şüphesiz Suriye iç diyaloğu, Suriye krizinin en önemli çözüm yöntemidir. Çünkü diyalog gerçekleştiğinde çözüm dinamikleri ve sonuçları Suriyeli ve aktif olacaktır. Bu diyalog doğrudan Suriye ile ilgilidir ve onunla ilgili her şey de Suriye ile ilgilidir, çünkü Suriyelilerin iradesinin bir sonucudur. Aynı zamanda çatışmanın üstesinden gelmek için bir temel oluşturacaktır” dedi.
Suriye meselesindeki bazı aktif ve ana güçlerin bu diyaloğu engellediğini söyleyen Qesas, "Tabanları diyalogla ilgili tüm fırsatları reddettiği için sadece egemenlik, baskı ve dışlama mantığıyla yaklaşan rejim buna örnektir. Hem Türk güçleri hem de dış dünya ile bağlantısı olan Türk devletinin ajanları Suriye'nin geleceği ile ilgili olumlu adım atılmasını istemiyor” ifadelerini kullandı.
Qesas, Özerk Yönetim'in deklarasyonuna ilişkin olarak şunları söyledi: "Tabii ki, sadece çözümü teşvik ettiği için değil, genel olarak demokratik komünal projeye karşı çıkan güçlerin propagandası nedeniyle teorik ve entelektüel anlamda önemlidir. Kuzey ve Doğu Suriye’de çözümün bir parçası olan herkes, bu deklarasyona büyük destek verir.”
Qesas, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: "Tabii ki Özerk Yönetim'in 9 maddelik deklarasyonu çok önemli, Özerk Yönetim'in rejime ve ajanların güçlerine ve radikal fikirlere yönelik deneyimlerinin geniş etkisini gösteriyor. Ancak pratikte, diğer Suriyeli tarafların katılımı olmadan deklarasyon uygulanamaz. Bu güçlerin çıkarları olmadığı müddetçe çözüm çalışmalarına katılmaları beklenemez.”
‘ŞİMDİ İNİSİYATİF KARŞIDA’
Deklarasyon sonrası atılması gereken adımlarla ilgili olarak Qesas, "Maalesef katılması gereken Suriyeli taraflar deklarasyonu desteklemedikçe bu deklarasyonun uygulanmasına yönelik aktif bir adım atılmayacaktır. Bu deklarasyon, ulusal bir belge olarak kalacak ve Özerk Yönetim'in deneyiminden şüphe duyan herkese karşı yükselteceğimiz bir değer olacaktır” diye konuştu.
Özerk Yönetim'in Suriye'nin geleceğine, halkının ve yapılarının özgürlüğüne yönelik sorumluluklarını yerine getirdiğini ifade eden Qesas, "Özerk Yönetim, DAIŞ terörü ile mücadelede çok şey verdi, Suriye'de ortak yaşam değerlerini tesis etti. Diyaloğa her zaman önem vererek ve buna çağrıda bulunarak bu deneyimi ülke genelinde uygulamaya çalıştı. Bununla birlikte tüm gücü ve siyasi imkanlarıyla süreç için adımlar atmaya çalıştı. Ancak diğer taraflar için beyana dayalı olarak karşılık verilmesi, yani kamusal bir diyaloğa katılması beklenmektedir. Ama cevap vereceklerini sanmıyorum, bu konuda onlara güvenmiyorum" ifadelerine yer verdi.
'ZORBALAR, RADİKAL FİKİR SAHİPLERİ VE AJANLAR ÖZGÜRLÜK ÇAĞRISINDA BULUNABİLİR Mİ?'
Firas Qesas konuşmasını "Rejim zulmüne ve ülkeyi kendi özel mülkü olarak algılamasına son verebilir mi? El Nusra teröristleri ve radikal İslamcı güçler barış güvercini, özgürlük savaşçısı ve diyalog taraftarı olabilir mi? Türk rejiminin ajanları birden bire ajan olmaktan vazgeçip çeşitlilik ve ademi merkeziyetçilik, bir arada yaşama ve diğerlerini kabul etme değerleri üzerine ulusal diyaloğa katılabilir mi? Bunun mümkün olmadığına inanıyorum. Üzgünüm” şeklinde tamamladı.
(rr)
ANHA