DAİŞ çeteleri Suriye’nin birçok bölgesini işgal ettikten sonra, her kesimin zarar gördüğü insanlık dışı birçok suç işledi. Dêrazor’un batısında bulunan El-Şiêtat aşireti de bu soykırımdan en büyük zarar görenlerden. Çetelere boyun eğmeyen aşiret soykırımdan geçirildi.
Ağustos 2014’ün başlangıcında DAİŞ çeteleri El-Şiêtat aşiretine saldırdı. İki taraf arasında çıkan çatışma 15 Ağustos’a kadar devam etti. Aşiret tüm gücüyle direndi fakat çetelerin sayısı ve mühimmatları oldukça fazlaydı. Çatışmaların sonucunda bin 200’den fazla kişi şehit edildi.
El-Şeîtat aşireti ileri gelenleri, katliamın 8’nci yıl dönümüne ilişkin ANHA’ya değerlendirmelerde bulundu.
Ebdurehman El-Digêvîc, katliamın kurbanlarını anarak, “DAİŞ çetelerinin bölgemize girmesine izin vermediğimiz için çeteler fetva çıkararak katlimizi helal kıldı. Bunun sonucunda bin 200’den fazla kişi şehit edildi” dedi.
Katliamın ardından büyük bir trajedi bıraktığını belirten El-Digêvic, binlerce çocuğun kimsesiz kaldığını ve çok sayıda ailenin çetelerin zulümden dolayı çocuklarını kaybettiğini ekledi.
‘QSD’NİN SAYESİNDE ŞEHİTLERİMİZİN İNTİKAMINI ALDIK’
Demokratik Suriye Güçleri (QSD) savaşçılarının bölgenin kurtarılmasındaki rolüne değinen El-Digêviç,” QSD, DAİŞ’e karşı hamlesini bildirdiğinde Dêrazor halkı ve El-Şiêtat aşiretinin tümü bölgenin kurtarılması için QSD’nin yanında yerini aldı” dedi.
DAİŞ’in QSD sayesinde yok olduğunu ve bu onurlu duruşu hiçbir zaman unutmayacaklarının altını çizen El-Digêvic, “Bu güçler sayesinde DAİŞ Baxoz’da çökertildi, şehitlerimizin intikamı alındı” vurgusunu yaptı.
El Digêviç konuşmasını, “Aşiret, büyük bir bağlılıkla El-Şiêtat Katliamı Şehitleri Aileleri Kurumu’nu açtı. Bu kurum şehit ailelerine maddi destek sunuyor. Desteğin çoğu aşiret üyeleri tarafından sağlanıyor. Bunun yanında Dêrazor Sivil Meclisi de destek veriyor” sözleriyle sürdürdü.
ÇETELERDEN KATLİAM FETVASI!
Nasir El-Xelef ise o günleri şöyle anlatıyor: “DAİŞ Dêrazor bölgelerine geçtiğinde, aşiretin gençleri çetelerin bölgeye girmesine izin vermedi. Bu yüzden başta küçük bir çatışma çıktı. Böylelikle DAİŞ El-Şiêtat bölgelerine girmek istedi.”
DAİŞ çetelerinin 5 maddeden oluşan bir katliam fetvası çıkararak tekrardan saldırdığını kaydeden El Xelef, şunları ekledi: “İlk madde 15 yaş ve üstü olanların öldürülmesi, ikincisi mal ve mülklerine el konulması, üçüncüsü evlerinin yıkılması, dördüncüsü, halkın Fırat’ın doğusunda bulunan Şamiye kırsalı ya da Şengal dağına göç ettirilmesi, beşincisi ise DAİŞ’in kontrolündeki bölgelere girilmemesi.
DAİŞ çetelerinin El-Şiêatat köylerini kuşattıktan sonra gıda, ilaç ve günlük ihtiyaçların bölgeye girmesine izin vermediklerini belirten El-Xelef, kontrol noktası kuran çetelerin aşirete mensup herkesi katlettiğine işaret etti.
AŞİRETİN TÜM KÖYLERİ KUŞATILDI
El-Şiêtat aşiretinin Xiranic beldesindeki ileri gelenlerinden Sabit El-İd ise “El-Şiêtat köyleri her taraftan kuşatıldığı için halk Hecîn, Şefa ve Baxoz beldelerine göç etmek zorunda kaldı. Batıdaki halk onları karşıladı” dedi.
“Öldürmek artık kimliğe göre oluyordu. En çok öldürülenler Körfez devletlerindeki aşiret üyeleriydi. Onlar ne olduğunu anlayamıyordu” diyen El Îd, Dêrazor’un doğusuna varan herkesin vahşi bir şekilde katledildiğini ifade etti.
Aşiretin dışarıdaki üyelerinin çetelerin kendine verdiği ‘Irak ve Şam İslam Devleti’ adıyla kandırıldığına dikkat çeken El Îd, çetelerin İslam’la hiçbir bağlantısının olmadığını, sadece terörist gruplar olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Diğer aşiret ileri gelenlerinin görüşmeleri sonucunda El-Şiêtat aşiretinin köylerine döndüğünü belirten El-Îd konuşmasını, “Kuzey ve Doğu Suriye’deki gençler dünyayı DAİŞ tehlikesinden kurtardı. QSD ve bölge gençlerinin fedakarlığı sayesinde güven içindeyiz” sözleriyle bitirdi.
El-Şiêtat aşireti El-Eqidat kabilesinin bir kolu ve 200 bin üyesi bulunuyor. Fırat Nehri’nin batı kıyısındaki Ebû Hemam, Keşkiye ve Xiranic köylerinde yaşıyorlar.
ANHA